KATALOG NOTLARI
Eğitim gördüğü Gerome ve Courtois atölyelerinin akademik geleneği ile İzlenimci resmin ışık ve renk aşkını İstanbul’un kendine özgü atmosferi ve yerel güzellikleri ile buluşturan Halil Paşa’dan bir başyapıt.
Çoğunlukla adım adım arşınladığı İstanbul coğrafyası içerisinde kendi aile fertlerini model olarak kullanan Halil Paşa bu resmiyle hem bir perspektif hem de boyanın tuval yüzeyine nasıl süreleceğine dair bir ders veriyor sanki. Kıyı boyunca önden geriye küçülen ölçülerle yerleştirilmiş leke figürler ile kompozisyona cansız bir cisim gibi değil de yaşayan, nefes alan birer eleman gibi yerleştirilen taşlar tüm resme olağanüstü bir canlılık ve dinamizm katıyor. Elinde oyunca bir yelkenli ile hemen onun yanında yüzü bize dönük bir kız çocuğu ile de Osmanlı’nın son dönemindeki gündelik hayatın farklı bir anına işaret ediyor sanatçı.
Çoğu resminde Çengelköy, Arnavutköy, Bostancı, Pendik gibi semtlerde günün değişik saatlerinde ışığın farklı etkilerle yüzeyleri yaladığı resimler boyayan sanatçının bu kompozisyonu da bu kıyı bölgelerinden biri olsa gerek. Işık ve renge ilişkin bitmek bilmez arayışlarını yaşadığı kente adayan Halil Paşa, ele aldığı her konuyu zengin, çoğul bir anlatımla resim sanatının hizmetine sunuyor.
HALİL PAŞA
Mühendishane’den mülazim rütbesiyle mezun oldu. Aynı zamanda “yaveran” sınıfına alınarak sarayda görevlendirildi. 1880’de Paris’e gitti. GeÅLrôme ve Courois atölyelerinde çalıştı. 1888’de yurda dönünce, sırasıyla binbaşı, kaymakam ve miralay rütbelerini aldı. İki yıl Tıbbiye’de resim öğretmenliği yaptı. 1905’te müze müdür yardımcısı oldu. 1908’e kadar Mekteb-i Harbiye’de resim öğretmenliği yaptı. 1917-1918 yıllarında Akademi’ye müdür olarak atandı.
Bu süre içinde yeni bir çalışma programı uyguladı. Sanata meraklı öğrencilere özel dersler verdi. İlk kadın ressamlardan Müfide Kadri de Halil Paşa’nın öğrencisidir. Daha sonra Abbas Hilmi Paşa’nın konuğu olarak Mısır’da bulundu. Bu yöreden peyzajlar yaptı.
O zamana kadar uyguladığı klâsik yöntemlerin yerini, yavaş yavaş izlenimci bir palet almaya başladı. Halil Paşa’nın tarihleri kesin olarak saptanamayan Mısır ziyaretleri, sanatçının bu ülkede de sergi açtığı ve belki Türkiye’dekinden daha çok itibar gördüğü bir süreci göstermektedir. Burada yaptığı peyzajlarda Mısır doğasının ölü parlaklığını tuvallerine aktardı.
Resimlerine tarih koyma alışkanlığı olan Halil Paşa’nın hangi tarihlerde nerede bulunduğunu gösteren en değerli belgeleri tablolarıdır. 19. Yüzyıl ile 20. Yüzyıl arasındaki geçişin temsilcilerinden olan sanatçının peyzajlarında, post empresyonizmin ve Barbizon ekolünün etkileri görülmektedir. Işık ve gölgeyi en ustaca kullanan ressamlarımızdandır. Resimlerindeki figürler, sanatçıya has üslup ve anatomik özellikler taşımaktadır.