KATALOG NOTLARI
Osman Hamdi Bey Ailesi Koleksiyonu
1971’de T. İş Bankası Kültür Yayınları’nca İstanbul’da yayımlanan ve Mustafa Cezar tarafından hazırlanan “Sanatta Batıya Açılış ve Osman Hamdi” kitabı, s.221’de yer almaktadır.
1995’te Erol Kerim Aksoy Vakfı Yayınları’nca İstanbul’da yayımlanan ve Mustafa Cezar tarafından hazırlanan “Sanatta Batıya Açılış ve Osman Hamdi” kitabı, s.694’te yer almaktadır.
Provenance: Osman Hamdi Bey Ailesi koleksiyonu. Portakal Sanat ve Kültür Evi Özel Koleksiyonlar Müzayedesi ‘Leyla’ 13 Aralık 2009, Lot 171 olarak satışa çıkarılmıştır.
9.5 x 8.5 cm. boyutlarında kontrplak üzerine yapılan bu yağlıboya minyatür portre Osman Hamdi Bey’in tüm özelliklerini taşımaktadır. Osman Hamdi Bey’in kızı olan Leyla, sanatçının fırçasından bir masumiyet abidesi olarak betimlenmiştir. Beyaz başörtüsü arka planla bir tezat teşkil edip portreyi daha iyi algılamamıza sebep olmaktadır. Tablodaki Leyla’nın hülyalı bakışları bizi Osman Hamdi Bey’in gizemli dünyasına yönlendirmektedir.
Osman Hamdi
Türk resminin kurucularından Osman Hamdi Bey aslen Sakızlı Rum bir babanın oğludur. İstanbul’da doğan sanatçı ilköğrenime Beşiktaş’ta başladı, sonra Maarif-i Adliye’ye geçti. Resim sanatına olan ilgisine karşın babasının isteği üzerine Hukuk okumaya 1857 yılında Paris’e giden Osman Hamdi, 12 yıl bulunduğu bu şehirde hukuk öğreniminin yanında Paris Güzel Sanatlar Okulu’na (Ecole des Beaux Arts) devam etti. Burada ünlü oryantalist ressam Jean-Léon Gérome ve Gustave Boulanger’in atölyelerinde çalıştı.
1869 yılında İstanbul’a döndü. Aynı yıl Vilâyet Umumu Ecnebiye Müdürü olarak Bağdat’a atandı. 1873 yılında Viyana Evrensel sergisine hazine eşyasını götürmekle görevlendirildi.
İlk Türk arkeoloğu olarak kabul edilen Osman Hamdi, birçok kazılarda görev aldı ve Arkeoloji Müzesi’ni kurudu. Saray kazılarında bulduğu İskender Lahdi’ni müzeye kazandırdı. Uzun yıllar Arkeoloji Müzesi’nin müdürü olarak görevde bulunan Osman Hamdi, aynı zamanda Oskan Efendi ile birlikte Sanayî-i Nefîse’nin kurucularındandır. Okul binasını Mimar Vallaury ile birlikte tasarlayan ve akademik kadronun oluşturulmasında görev alan sanatçı, okulun ilk müdürü oldu.
Türk müzeciliğinin oluşumunda önemli katkılarda bulunan Osman Hamdi, müzecilik ve arkeoloji çalışmalarını sürdürürken resim yapmayı hiç bırakmadı. İlk Türk ressamlarından olan ve Türk resminde figürlü kompozisyon kullanan ilk ressam olarak tarihe geçen Osman Hamdi, hem Avrupa’da hem de Türkiye’de oryantalist eserleriyle tanındı. Osman Hamdi Bey’i Batılı oryantalistlerden ayıran en büyük özellik, onlar gibi bir Doğu nostaljisi içerisinde değil doğrudan doğruya kendi kültür dünyasını, içinde yaşadığı mekânları, çevresindeki kişileri ve nesneleri resminde işlemiş olmasıdır. Doğulu giysiler içerisinde, akademik resme özgü bir işçilik yansıtan bu figürlerde, Doğu dünyasının görkemli yaşamı ve mistik felsefesi ağır basar. Ayrıntıyı, bütünsel bir düzen içinde kavrayış, Osman Hamdi resminin temel özelliğidir. Osman Hamdi’nin birçok resmi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Londra, Liverpool ve Boston müzelerinde sergilenmektedir.